'İşçiler greve hazırlanıyor, iş dünyası sesini yükseltiyor'

Merkez Bankası (MB), Para Politikası Kurulu (PPK) 19 Haziran toplantısında politika faizini yüzde 46’da gecelik borç verme faizini yüzde 49’da sabit tuttu. İran-Irak savaşıyla artan jeopolitik, ekonomik riskler ve makro göstergelerdeki negatif gelişmeler bu kararda etkili oldu.
Sınırlarımızda yükselen savaşın küresel enerji fiyatlarında yol açtığı yükselişle günde iki kez zamlanan akaryakıt fiyatları, dış ticaretten, turizme, borsaya kadar ortaya çıkan olumsuz gelişmeler MB ve ekonomi yönetimini beklemeye sevk etti.
Görevde ikinci yılını dolduran Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve ekibinin uyguladığı ekonomik programın yarattığı hoşnutsuzlukların çalışanlar, emekliler, çiftçiler, küçük esnaf, üniversiteli genç işsizlerde yol açtığı tepkilere son olarak sanayiciler, ihracatçılar da katıldı.
KORKU DUVARI AŞILDI, İŞ DÜNYASINDAN EKONOMİK PROGRAMA TEPKİLER SERTLEŞİYOR
İki yıl önce Bakan Şimşek’in ‘rasyonel sürece geçiyoruz’ sözleriyle ilan ettiği programa tam destek açıklayan iş dünyası, geride kalan süreçte neredeyse hiçbir şeyin iyiye gitmemesi, ekonomik durgunluğun kalıcı hale gelmesi karşısında sesini yükseltmeye başladı.
İktidarı ve uygulanan ekonomik politikaları eleştiren TÜSİAD Başkanlarına açılan dava ve soruşturmalarla iş dünyasına gözdağı verilmesine karşın, gelinen aşamada ayakta kalabilme endişesiyle ‘korku duvarının aşıldığı’ seslerin yükselmeye başladığı gözleniyor.
"YÜKSEK FAİZ-DÜŞÜK KUR POLİTİKASIYLA ÜRETİM BİTME NOKTASINA GELDİ"
Programa karşı en sert çıkışlardan birisini yapan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, iktidara ve Bakan Şimşek’e seslenerek; "Yüksek faiz-düşük kur politikasıyla üretim bitme noktasına geldi. Program hemen yarın sabah revize edilmeli!" ifadelerini kullandı. İhracatın omurgasını oluşturan imalat sanayiinde ise tablo daha vahim. Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Başkanı Kutlu Karavelioğlu, ‘imalat sanayinin gücünün tükenme noktasına geldiğini ve artık bir manevra alanı kalmadığını’ ilan etti.
PETROLÜN VARİLİNİN 130 DOLARA KADAR ÇIKABİLECEĞİ UYARISI
Avrupa ve Türkiye’nin en büyük ticaret odası İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı ve iktidara en yakın isimlerden birisi olan Şekip Avdagiç, İran-İsrail savaşıyla petrolün varilinin 130 dolara kadar çıkabileceği uyarısıyla ekonomi ve ticareti bekleyen büyük tehlikeyi gündeme getirdi. Komşu ülkeler İran, Suriye, Irak’ın yanı sıra Ürdün, Lübnan, İsrail hava sahalarının kapandığına dikkat çeken Avdagiç, hem mal ihracatı ve ticareti hem de doğal gaz ve petrol ihracatı açısından çok riskli bir döneme girildiğine işaret etti.
‘NE EĞİTİMDE NE İŞTE’
İTO Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin yaptığı ‘Genç İşsizliği’ araştırmasının sonuçları ise 23 yıldır uygulanan politikalarla umutları ve gelecek hayalleri tüketilen gençlerle ilgili olarak adeta ‘iktidara uyarı’ niteliğinde. Türkiye’nin ‘Ne Eğitimde Ne İşte’ (NENİ) olan 15-24 yas arası milyonlarca gençle OECD ülkeleri arasında başta olduğunu gösteren, iktidarın ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gençlere yönelik söylemlerini açığa düşüren araştırma, muhtemelen iktidarın İTO’ya tepki ve uyarısına neden olacak.
Ancak iş dünyasındaki oda ve örgüt başkanlarının yıllardır izlediği ‘iktidarın her yaptığını alkışlayıp olumsuzluklara sessiz kalma’ tavrı yerine sesini yükseltip gerçekleri söylemeye başlaması, iş insanlarının da artık ‘korkunun ecele faydasının olmadığını’ görmeye mecbur kaldığını gösteriyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in ‘Program çalışıyor, en kötüsü geride kaldı’ açıklamalarına karşı iş dünyasından, ‘Geçen sene de aynı sözleri dinledik’ sesleri yükseliyor.
'İŞÇİLER GREVE HAZIRLANIYOR, İŞ DÜNYASI SESİNİ YÜKSELTİYOR'
Kamuda çalışan 600 bin işçiyi kapsayan Toplu İş Sözleşmesi (TİS) pazarlığında Türk-İş ve Hak-İş’in ilettiği taleplere karşı, teklifini 3,5 ay sonra sunan iktidar, işçi taleplerinin üçte birinden daha düşük zam önerdi. İktidara bağlı Türkiye Ağır Sanayi ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenler Sendikası’nın (TÜHİS) karşı teklifi sert tepkiye yol açtı. İki işçi konfederasyonunun en düşük günlük ücretin bin 800 TL’ye yükseltilmesi, 2025’in ilk 6 ayında yüzde 50, ikinci 6 ayında yüzde 25 zam ve enflasyon farkı ile yüzde 10 refah payı ilave edilmesi talebine karşılık TÜHİS ilk 6 ayda yüzde 16, ikinci 6 ayda yüzde 8 zam önerdi. Türk-İş ve Hak-İş 2026’da 6’şar aylık dönemler için yüzde 25 zam, enflasyon farkı ve yüzde 10 refah payı isterken TÜHİS 2026’da ilk 6 ay yüzde 7, ikici 6 ay yüzde 5 zam teklif etti. Şimşek ve kurmayları IMF tavsiyesi doğrultusunda işçilere ‘hedef enflasyon’ üzerinden (OVP ve MB enflasyon hedefi 2025’te yüzde 24, 2026’da yüzde 12) zam teklifinde bulunurken, Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, işçilerin greve hazır olduğunu ilan etti. DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu ise iktidarın zam teklifiyle ‘işçileri aşağıladığını’ öne sürdü. Kamu işçilerine önerilen zam oranları, ağustosta memur sendikalarıyla başlayacak toplu sözleşme pazarlıkları için de işaret niteliğinde. TÜHİS’in bu zam oranlarından sonra ikinci bir teklif sunması da krizi çözmekten uzak görünüyor. İktidar, milyonlarca işçi, memur ve emeklinin gelirlerindeki erimeyi telafi yerine gelecekte öngörülen ve bugüne kadar hiç tutmayan enflasyon hedefi kadar zam oranlarına mecbur etmek niyetini apaçık ortaya koydu. Yaz ayları toplu sözleşme pazarlıkları, grevler, iş bırakma eylemleriyle daha sıcak geçecek.
BORSA İSTANBUL'DA KAYIPLAR YAŞANDI
Ekonomik göstergelerdeki kötüleşme yanında İran-İsrail savaşıyla ortaya çıkan ekonomik bedeller tabloyu daha ciddi olumsuzluklara sürüklüyor. İran-İsrail savaşında da Türkiye’nin ağır ekonomik bedel ödeme riski söz konusu. Savaşın ilk etkisi, risk priminin (CDS) 382 puana çıkmasıyla borçlanma maliyetlerinin artmasında ve Borsa İstanbul’da (BİST) sert düşüşün yarattığı ağır kayıplarda görüldü.
CARİ AÇIKTA YENİ ARTIŞLARI TETİKLEMESİ BİR DİĞER OLUMSUZ ETKİ
Bu yıl 65 milyar doları aşarak rekor kırması öngörülen turizm gelirlerinde ise savaş beklentileri tersine döndürdü. Sektör temsilcileri rezervasyon iptallerinin başladığını dile getiriyor. Küresel enerji fiyatlarındaki yükselişin Türkiye’nin enerji faturasını kabartması, dış ticaret açığı ve cari açıkta yeni artışları tetiklemesi bir diğer olumsuz etki. İthal enerji fiyatlarındaki artışa paralel olarak yapılan akaryakıt zamları ulaşımdan elektriğe, doğal gazdan girdi maliyetlerine kadar zincirleme şekilde enflasyon artışı ve enflasyon hedefinde sapmalara neden olabilecek.
ÜLKE EKONOMİSİ OLUMSUZ ETKİLENECEK
İsrail ile 10 milyar dolara varan ticaret hacmi, Gazze savaşı nedeniyle geçen yıl mayıstan bu yana durdurulurken, şimdi savaş nedeniyle İran’la ticaretin kesilmesi, bu ülkeden yapılan doğal gaz ithalatının durması söz konusu. Türkiye-İran ticaret hacmi 2024’te 5,7 milyar dolardı. Savaşın sürmesi durumunda, kapanan hava sahaları, kesilen ticaret yolları, küresel ticaretin olumsuz etkilenmesi vb. nedenlerle Türkiye’nin gerek bölge ülkeleri gerekse dünya ile olan ticareti ve genel olarak ülke ekonomisi olumsuz etkilenecek.
Kaynak:ANKA